08.10.2018

Adanmış Ömürler Mâmur Gönüller

Camiler ve mescitler, İslam’ın on dört asrı aşan tarihinde, ibadet ve dini geleneklerin yaşatıldığı ibadethaneler olmanın yanında, ortak dindarlık bilincinin oluşumuna, sosyal bütünleşme ve kaynaşmaya da öncülük eden mekânlardır.

Camiler; Cenab-ı Hakk’ın katına sığınılan bir hicret mahallidir. Camiler Müslümanların ilim, irfan, kültür ve medeniyetine büyük katkı sağlayan, manevi değerlerimizi yaşatan bir ihya merkezidir. Şüphesiz caminin bu fonksiyonları yerine getirmesinde, ömrünü mescitlere, din hizmetlerine ve dahi ümmetin ihyasına adayan hademe-i hayratların; gönül erlerinin merkezi bir rolü vardır.

O gönül erleri ki, ilahi emirleri ve kutlu nebiden aldığı öğütleri şefkat ve merhamet nazarıyla, hikmet ve tavsiye parolasıyla, kırmadan, yıkmadan tebliğ ederler. O hademe-i hayratlar ki, “Sizden hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.” (Al-i İmran 104) ayet-i celîlesinin muhataplarıdır. O adanmış ömürler ki, doğumdan ölüme, düğünden nişana, taziyeden hasta ziyaretine insanımızın acı ve tatlı gününde yanında olan, hüzünlerini paylaşıp sevinçlerini arttıran hizmet fedaileridir. O din gönüllüleri ki Müftüsünden İmam-Hatibine, Vaizinden Müezzin-Kayyımına, Kur’an Kursu Öğreticisinden Murakıbına, hizmetlisine, tüm kademelerdeki personeline kadar, dine ve inananlara hizmette mesaisini severek tüketen Diyanet mensuplarıdır.

Elbette en büyük adanmış ömür, adanmış ruh Peygamberimiz (s.a.v)’dir. 23 yıllık Peygamberlik hayatı boyunca ve öncesinde, dünyanın inkılâbına, büyük bir dönüşüme sebep olmuş Yüce Ruh.

O kutlu Nebinin mektebinde, doğrulukta Hz. Ebubekir gibi, adalette Hz. Ömer gibi, iffet ve edepte meleklerin bile gıpta ettiği Hz. Osman gibi, ilimde ve kahramanlıkta Hz. Ali gibi, herkesin örnek alacağı nice nesiller ve önderler yetişmiştir.

Açtığı aydınlık yoldan milyonlarca insan gitmiş ve gitmektedir. Hoca Ahmet Yeseviler! Yunus Emreler! Mevlanalar! Hacı Bektaşi Veliler! Hep O’nun açtığı aydınlık ve sevgi mektebinde yetişen gönül dostlarıdır.

Bu cümleden olmak üzere Bursamızın da manevi rehberleri vardır. Osman Gaziler, Orhan Gaziler, Murat Hüdavendigarlar, Molla Fenariler, Emir Sultanlar, Üftadeler, İsmail Hakkı Burseviler, Süleyman Çelebiler ve daha niceleri hep o yolun yolcusu olmuşlardır.

Böylesi bir selefin ilmini ve ahlakını tevarüs eden ve toplumun her kesimine hizmet götüren din görevlilerimiz, toplumun manevi dinamiklerini ayakta tutar, yalnız cami içinde değil cami dışında da insanların yararına olan her faaliyette var olmaya çalışırlar. Böylelikle bulundukları mahallin toplumsal yaralarına çözümler üretmeye çalışan din gönüllüsü; cemiyetin sosyal meseleleriyle yakînen ilgilenen manevi rehberi olurlar. Kur’an ve İstklal Şairimiz merhum Mehmet Akif ERSOY, Köse İmam şiirinde bu imamı şöyle tarif eder;

“Bana sor memleketin halini, ben söyleyeyim                                                           Bir imam çünkü bilir evleri… Ha bir de hekim”

Anlaşılmaktadır ki din görevlisi, asli vazifesi olan birtakım dinî görevlerin ötesinde, yüklendiği ulvi vazifelerin bir sonucu olarak nice gönüller imar eder! Gönüllere erişebilen, nebevî emanet olan tebliğ vazifesini bilinçle yüklenen, görevini ihlas, samimiyet, fedakârlık ve hasbîlik kuşanarak ifa eden tüm adanmış ömürlere muhabbet ve hürmetlerimle..

Bu vesile ile Camiler ve Din Görevlileri haftamızın Mudanyamız, Ülkemiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Cenabı Mevlada’dan niyaz ediyorum. Cümle Şehitlerimizi ve Gazilerimizi, vefat eden Din ve Devlet büyüklerimizi rahmetle minnetle anıyorum, ruhları şad olsun.              

01-07.10.2018

Ertuğran Mehmet SOYLU

Mudanya Müftüsü