23.09.2024

ŞAHSİYET İNŞASINDA DİL VE YÖNTEM

Yüce dinimiz İslam’ın öncelikli hedeflerinden biri, yeryüzünü adalet, merhamet, güven, sorumluluk ve güzel ahlak gibi değerler ekseninde herkes için yaşanabilir bir yer hâline getirmektir. Hiç şüphesiz bu da öncelikle insanın kişiliğinin inşasıyla mümkündür. Rasulullah’ın (sav) şahsiyet inşasında örnekliği, onun İslam’ın ahlaki ve manevi değerlerini yaşantısıyla mükemmel bir şekilde sergilemesinden kaynaklanır. Peygamber Efendimiz, sözleri, fiilleri ve davranışlarıyla İslam’ın özünü, insanlık için ideal bir model olarak ortaya koymuştur.

“Andolsun ki, Resulullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.” (Ahzab 33/21)

Hz. Peygamber (sav) cahiliye ortamının ürettiği; fıtrata aykırı tutum ve davranışlar sebebiyle karanlıklar, buhranlar ve çatışmalar içinde kalmış insanlığı, Kur’an ve Sünnet rehberliğinde aydınlığa, huzura ve barışa kavuşturmuştur. Karanlıklar içerisinde yolunu şaşıran cahiliye toplumundan kıyamete kadar yeryüzündeki tüm insanlara örneklik teşkil edecek Asr-ı Saadet neslini oluşturmuştur. Bu sebeple şahsiyet, kimlik ve kulluk şuurunun oluşmasında hiç şüphesiz Resul-ü Ekrem’in Ashab-ı Kiram’ı sohbet halkalarında yetiştirmesinin önemli bir katkısı vardır. Bu sohbetlerin bir amacı vardı: Sahabeyi, İslam’ın nuruyla aydınlatmak, onları öyle bir olgunluğa eriştirmek ki, bu dünyadan ayrıldıklarında arkasında hayırlı bir nesil, sağlam bir ümmet bırakabilmek.

Rasûlullah’ın (s.a.v.) sohbetlerinde kullandığı yöntemler, İslam’ın mesajını insanlara ulaştırma noktasında son derece etkili olmuş ve tarih boyunca örnek alınan bir öğretim metodu olarak kabul edilmiştir. İşte Peygamber Efendimiz ’in sohbetlerinde kullandığı bazı yöntemler:

1)SEVGİ: Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav), sevgi üzerine inşa ettiği bir toplumun temelini atarken, insanları kucaklayan ve kalpleri birbirine yaklaştıran bir anlayışı benimsemiştir. Onun sevgi anlayışı sadece aile ve arkadaş çevresiyle sınırlı kalmamış, tüm insanları, hatta yaratılmış her canlıyı kapsayan bir merhamet ve şefkat içeriyordu. Peygamberimizin sevgi inşası, bugün de insanlık için yol gösterici bir miras niteliğindedir .O’nun bu örnek yaklaşımı, toplumların barış ve adalet içinde bir arada yaşamasını sağlayacak evrensel değerler üzerine kurulmuştur.

2) SABIR: Rasulullah (sav)’ın öğretme metodunda sabır, en belirgin ve etkili unsurlardan biriydi. İnsanlara İslam'ı anlatırken karşılaştığı zorluklar, sert tepkiler ve cehalet karşısında sabrını hiç kaybetmemesi, onun rehberlik metodunu şekillendiren temel bir erdem olmuştur. Onun sabrı, sadece insanları eğitmek için bir araç değil, aynı zamanda kalpleri kazanmanın en etkili yollarından biridir.

3) MÜSAMAHA: Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’in müsamahası, insanlara karşı gösterdiği hoşgörü, sadece yakın çevresine değil, düşmanlarına ve farklı inançlara sahip kişilere karşı da sergilediği bir tavırdır. Onun müsamahası, insanları kazanma ve toplumsal barışı sağlama konusunda en etkili yol olmuştur. Mekke’nin fethi, Peygamber Efendimizin müsamahasının en büyük örneklerinden biridir. Mekkeliler, yıllarca Müslümanlara zulmetmiş, işkenceler yapmışlardı. Ancak, Peygamberimiz Mekke’yi fethettiğinde, geçmişin intikamını almak yerine, herkesi affetmiş ve "Bugün size kınama yoktur, hepiniz serbestsiniz" demiştir. Bu, tarihte eşine az rastlanır bir müsamaha ve affedicilik örneğidir.

4) SAMİMİYET: Peygamber Efendimizin öğretim metodunda samimiyet, onun insanlara olan sevgisini, bağlılığını ve saygısını yansıtan en önemli unsurlardan biridir. Samimiyet, sadece bir eğitim aracı değil, aynı zamanda kalpleri birleştiren ve insanları birbirine yaklaştıran bir güçtür.

5) SAYGI : Onun insanlara olan saygısı, toplumun her kesimine karşı derin bir hürmet ve adalet anlayışını içerir. Peygamberimiz, ırk, renk, sosyal statü veya cinsiyet gibi ayrımlara bakmaksızın herkese eşit bir şekilde yaklaşmıştır. "Arap’ın Arap olmayan üzerine, beyazın siyah üzerine bir üstünlüğü yoktur" diyerek, tüm insanlara eşit şekilde saygı gösterilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Kadınların toplumda hak ettiği yeri bulması için sürekli olarak mücadele etmiştir. Kız çocuklarının değerini öne çıkararak, onları hor gören anlayışlara karşı çıkmış ve kadınların haklarını savunmuştur. Farklı inançlara sahip insanlara karşı da saygılı bir yaklaşım sergilemiştir.

                                                                                                Hanife SEVİM

                                                                                                        VAİZ