KADİR GECESİ
Kadir Gecesi; rahmet, mağfiret ve günahlardan arınma mevsimi olan on bir ayın sultanı ramazan ayının kalbi mesabesindedir. Zaman ve mekânlar, kendilerinde vuku bulan önemli hadiselerle değer kazanırlar. Kadir Gecesi’nin kıymeti ise Kur’an’dan gelmektedir. Kadir gecesi, Cenâb-ı Hakk’ın “Oku!” emriyle başlayan ilahi hitabın insanlıkla buluştuğu gecedir.
Ramazanı on bir ayın sultanı, Kadir gecesini bir ömre bedel kılan, Kur’an-ı Kerim’dir. O Kur’an ki; Rabbimizin kullarına en büyük nimeti ve rahmetidir. Kur'an alemler için bir öğüt, göğüslerin içinde; insanların başına bela hastalıkların çaresidir, şifasıdır. İnsana, kendini, Rabbini, kâinatı ve varoluşun gayesini hatırlatan son ilahi mesajdır.
Yüce Allah (c.c.), Kadir Gecesi’nde Kur’an’ı Hz. Peygamber’e indirerek, melekleri yeryüzüne göndererek, içinde Kadir Gecesi bulunmayan bin aydan hayırlı kılarak o geceye değer vermiştir. Kuran’ı Kerim’in inişi cehaletin karanlığının İslam’ın nuruyla aydınlandığı rahmet gecesidir. Mağfiret kapılarının ardına kadar açılıp günahların affedildiği arınma gecesidir.
Yüce Rabbimiz, Kadir suresinde bu gecenin kıymetini bizlere şöyle haber vermektedir:
“Biz Kur’an’ı, Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Cebrail o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.” Kadir, 97/1-5.
Peygamber Efendimiz de, “…Bu ayda öyle bir gece vardır ki bin aydan daha hayırlıdır. Bu gecenin hayrından mahrum kalan, bin ayın hayrından mahrum kalmış gibidir.” (Nesâî, Sıyâm, 5.) buyurarak Kadir Gecesi’nin önemine vurgu yapmaktadır.
Allah Resûlü (s.a.s) bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor: “İnanarak ve sevabını Allah’tan umarak Kadir gecesini ihya edenin geçmiş günahları affedilir.”
Kur’an-ı Kerim’in inmiş olduğu, Ramazan ayı içinde bulunan ve bin aydan hayırlı olan kadir Gecesi’nin hangi gece olduğunu, Rasulüllah (s.a.v.) bizlere şu şekilde bildirmiştir:
“Sizler kadir Gecesi’ni, Ramazan’ın son on günündeki tek gecelerde arayınız!.” (Buhârî, Kitabu salati’t Teravih,Hds.9. )
“Allah Teâlâ 9 şeyi, 9 şeyde gizlemiştir:
1. Rızâsını, Taatlarda (ibadetler) Gizlemiştir.
2. Gazabını, Ma’siyetlerde Gizlemiştir.
3. İcabet Saatini, Cuma Günü İçinde,
4. Salat-i Vustayı, Beş Vakit Namaz İçinde,
5. İsm-i A’zamı’nı, İlahi İsimler İçinde,
6. Kıyameti, Zaman İçinde,
7. Ölümü, Hayat İçinde,
8. Velî Kulunu, Halk Arasında,
9. Kadir Gecesi’ni, Ramazan Ayında Gizlemiştir.”
Ramazan’ın 27. gecesinin Kadir Gecesi olduğu yönünde sahabenin ifadeleri kaynaklarımızda mevcuttur. Bu bağlamda Tabiinden Zirr b. Hubeyş şöyle demektedir:
“Ubey b. Ka’b’a (r.a.); İbn Mes’ud’un (r.a.), ‘Senenin bütün gecelerini ihya eden kimse Kadir Gecesi’ne tesadüf edebilir.’ sözünü hatırlattığımda, bana şu cevabı verdi: Kendisinden başka ilah olmayan Yüce Allah’a yemin olsun ki, Kadir Gecesi ramazan ayındadır.
Kadir Gecesi; Rasulüllah’ın (s.a.s.) bize namaz kılmamızı emir buyurduğu gecedir. O da ramazanın 27. gününün gecesidir. O gecenin alameti, o gecenin sabahında güneşin beyaz ve ışınları gözü almayacak şekilde doğmasıdır.” (Müslim, Salatü’l-Müsafirin, 179.)
Abdullah b. Ömer’den gelen bir rivayette de Hz. Peygamber (s.a.s.), “Kadir Gecesi’ni aramak isteyen 27. gecede arasın.” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, VIII, 426.) buyurmuş, böylece 27. geceyi ibadet ve zikirle uyanık olarak geçirmemizi tavsiye etmiştir.
Gecenin bu manevi zenginliği, feyiz ve bereketi, tan yerinin ağırmasına kadar sürecek ve gece ifade buyurulduğu gibi tam manasıyla bir esenlik olacaktır.
Böylesine mübarek bir gece boşa geçirilmemeli, kıymeti bilinerek değerlendirilmelidir.
Öyle ise bu geceyi nasıl değerlendirelim sorusuna gelince; yapılacak olan, Kur’an-ı Kerîm’in inmeye başladığı bir gece olması hasebiyle Kur’an okumak ve anlamı üzerinde düşünmek, namaz kılmak, dua etmek, günahlardan tevbe ve istiğfar etmektir. Çünkü bu geceye mahsus bir ibadet yoktur.
Hz. Aişe (R.A.) den rivayet olunduğuna göre, peygamberimiz Ramazan gecelerini bu çeşitli ibadetlerle değerlendirirdi.
Bu gece için; Peygamberimiz (s.a.s)’in Hz. Âişe annemize öğrettiği, اَللّٰهُمَّ إِنَّكَ عَفُوٌّ كَرِيمٌ تُحِبُّ الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنّ۪ي “Allah’ım! Sen affedicisin, ikram sahibisin, affetmeyi seversin, beni de affet.” duasını öğretmiş ve biz mümin kullarına da yol göstermiştir.
Bu geceyi idrak edip ibadetle geçiren kimselerin bağışlanacağı da müjdelenmiştir. Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "Kim, faziletine inanarak ve ecrini umarak Kadir gecesini ihya ederse, geçmiş günahları mağfiret olunur."