Başlangıç Tarihi :
Bitiş Tarihi :
    
Muhterem Müslümanlar! Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Sakın Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları, korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor.”
Detay
    
Muhterem Müslümanlar! Huzur ve güvenin, rahmet ve bereketin kaynağı olan camiler ve mescitler; Yüce Rabbimize kulluğumuzu arz ettiğimiz, hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’i öğrendiğimiz, rahmet peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’in güzel ahlakıyla tanıştığımız mabetlerdir. Cami ve mescitler, aynı safta omuz omuza durduğumuz, birlik ve beraberliğimizi perçinlediğimiz maneviyat ocaklarıdır. İnsanlığı tevhide, kurtuluşa, hayra ve iyiliğe çağıran hakikat merkezleridir. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in buyurduğu üzere, “Şehirlerde Allah’ın en çok sevdiği yerler, camilerdir.”
Detay
    
Muhterem Müslümanlar! Yüce Rabbimiz, insanı yeryüzünün en değerli varlığı olarak yaratmış, ona iman, akıl ve irade bahşetmiştir. İnsanın; adalet, merhamet, güven, doğruluk ve güzel ahlak gibi değerlerle şahsiyetini inşa etmesini istemiş, bunun yolunu da ona göstermiştir. Bu yol; kişinin Kur’an-ı Kerim ile kimliğini inşa etmesi, Allah Resûlü (s.a.s)’in sünneti ile karakterini şekillendirmesidir.
Detay
    
Muhterem Müslümanlar! Yarın akşam, âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in dünyayı teşriflerinin yıl dönümünü idrak edeceğiz inşallah. Bizleri bir kez daha Mevlid-i Nebi’ye ulaştıran Yüce Rabbimize sonsuz hamdüsena, ümmeti olmakla şeref bulduğumuz Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya salat ve selam olsun.
Detay
    
Aziz Müminler! Okuduğum ayet-i kerimede Hz. İbrâhim ve Hz. İsmâil Cenâb-ı Hakk’a şöyle niyazda bulunmuştur: “Rabbimiz! İçlerinden onlara bir peygamber gönder; onlara ayetlerini okusun, kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları her türlü kötülükten arındırsın. Şüphesiz, sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin.”
Detay
    
Muhterem Müslümanlar! Vatan, bizler için bir toprak parçasından çok daha büyük anlamlar taşımaktadır. Cennet vatanımız, ecdat yadigârıdır. Âlimler ve arifler diyarıdır. Aziz şehitlerimizin ve kahraman gazilerimizin emanetidir. Vatanımız, üzerinde özgürce yaşadığımız, huzur ve güven yurdumuzdur. Ruhumuzun sekinete erdiği, kimliğimizin şekillendiği, köklerimizin derinleştiği yuvamızdır. Vatanımız, bağımsızlığımızın sembolüdür. Namahrem eli değmesin diye cepheden cepheye koştuğumuz; yolunda canımızı seve seve feda ettiğimiz yerdir. Vatan sevgisi o kadar değerlidir ki Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadislerinde vatanın selameti için nöbet tutanları şöyle müjdelemektedir: “İki göz vardır ki cehennem ateşi onlara dokunmaz: İlki, Allah korkusundan ağlayan göz. İkincisi ise gecesini Allah yolunda nöbet tutarak geçiren göz.”
Detay
    
Muhterem Müslümanlar! Yüce Rabbimiz Hucurât sûresinin ilk ayetlerinde bizlere şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Allah ve Resûlünün önüne geçmeyin. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamberin sesinden daha fazla yükseltmeyin, birbirinize seslendiğiniz gibi ona seslenmeyin; sonra farkında olmadan amelleriniz boşa gider.” Bu ayet-i kerimeler, Allah ve Resûlünün koyduğu hükümlerin; karar ve tercihlerimizden, görüş ve düşüncelerimizden daha önemli ve daha değerli olduğunu haber vermektedir. Tavır, tutum ve davranışlarımızın Allah ve Resûlünün emirlerine uygun olması gerektiğini hatırlatmaktadır. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in sünnetini hayatımızın her alanına aktarmamız gerektiğini öğütlemektedir.
Detay
    
Muhterem Müslümanlar! Kâinat denilen mükemmel bir yapının içerisinde yaşıyoruz. Bu ihtişamlı eseri yoktan var eden, yaşatan ve idare eden Yüce Rabbimizdir. Hayat kaynağımız suyu, her nefesimizde muhtaç olduğumuz havayı bize veren Cenâb-ı Hak’tır. Toprağı bereket vesilesi, ormanları oksijen kaynağı kılan O’dur. Güneşi, ayı ve yıldızları, denizleri, gölleri ve nehirleri hâsılı bütün nimetleri insanoğlunun istifadesine sunan Yüce Allah’tır. Nitekim hutbeme başlarken okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Allah, göklerdeki ve yerdeki her şeyi kendi katından bir nimet olarak sizin hizmetinize verendir. Elbette bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır.”
Detay
    
Muhterem Müslümanlar! Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir keresinde Sahâbe-i Kirâm’a “Açgözlü kimselerin yemeğe üşüşmeleri gibi, düşmanlarınızın üzerinize saldırmaları yakındır.” buyurdu. Orada bulunan bir sahâbî, “Sayıca az olduğumuz için mi düşmanlarımız üzerimize üşüşecekler?” diye sordu. Allah Resûlü (s.a.s), بَلْ أَنْتُمْ يَوْمَئِذٍ كَثِيرٌ، وَلَكِنَّكُمْ غُثَاءٌ كَغُثَاءِ السَّيْلِ “Hayır, siz sayıca çok olacaksınız. Fakat selin önündeki çer çöp gibi savrulacaksınız.” dedi ve sözlerine şöyle devam etti: “Allah, düşmanlarınızın kalbinden heybet ve azametinizi çıkartacak; sizin kalplerinize de vehni yerleştirecektir.” Sahâbî, “Ya Resûlallah! Vehen nedir?” diye sorunca Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), حُبُّ الدُّنْيَا وَكَرَاهِيَةُ الْمَوْتِ “Dünyayı aşırı sevmek ve ölümü kötü görmektir!” buyurdu.
Detay
    
Muhterem Müslümanlar! Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de yer alan sûrelerden biri de Tebbet sûresidir. Geliniz, bu haftaki hutbemizde Tebbet sûresinin bize öğrettiği hakikatleri bir kere daha hatırlayalım.
Detay